Yargıtay doktrindeki ve uygulamadaki eleştirileri dikkate alarak uzun bir aradan sonra 180 derece içtihat değiştirdi.
İyi niyetli üçüncü kişinin tapuya olan güvenini, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde geriye etkili feshinde tapu iptal hakkına karşı öncelik vererek; arsa sahibi yüklenici ile yapmış olduğu sözleşmeyi geriye etkili olarak feshetse yani sözleşmeden dönse dahi eğer yükleniciden taşınmaz satın alan üçüncü kişinin iyi niyetli olması durumunda arsa sahibine iyi niyetli üçüncü kişinin tapusunu iptal edemezsin dedi.
Yargıtay istikrarlı şekilde şimdiye kadar natamam inşaatlarda yükleniciden taşınmaz satın alan üçüncü kişilerin tapusunu arsa sahibinin geriye etkili fesih ve tapu iptali ve kendi adına tescil davası açması halinde “inşaatın yarım olduğunu bilerek satın aldın” düşüncesi ile iptal etmekteydi. Uygulamada ve doktrinde arsa sahibini koşulsuz iyi niyetli gören, müteahhitten taşınmaz satın alan üçüncü kişileri koşulsuz kötü niyetli gören bu içtihat eleştirilmekteydi. İnsanların dişinden tırnağından artırarak satın aldığı, belki hayatında ilk ve son evini alan vatandaşlarımızın tapuları, arsa sahibinin geriye etkili fesih davası açması halinde iptal edilmekteydi. Hukukun her koşulda aradığı ve dikkat ettiği ölçüt olan iyi niyetin varlığı halinde artık arsa sahibinin müteahhit ile yapmış olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini geriye etkili feshetmesi (dönme) halinde üçüncü kişilerin tapuları korunacaktır.
Konuya ilişkin Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının 16/05/2025 tarihli 2024/1 E. 2025/2 K.sayılı kararında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili feshedilmesi halinde üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyi niyetli olarak ayni hak edindikleri iddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması halinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir şeklinde özetlenmiştir.
