Vekil, vekâletnameden kaynaklı yetkisini kullanırken vekil edenin haklarını korumak, görevini sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle kendisine vekâletnamede dilediği bedel ile ve dilediği koşullarda taşınmaz satışı yapmak için yetki verilmiş olsa dahi vekil vekâlet verenin zararına olacak şekilde taşınmazı gerçek değerinin çok altındaki bir bedelle satmamalıdır.
Vekil vekâlet verenin zararına olacak şekilde bir işlem gerçekleştirmesi halinde üçüncü kişiye devredilen taşınmazın vekâlet verene iade edilebilmesi yani üçüncü kişiye devredilen taşınmazın tescilinin iptal edilebilmesi için üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Şayet üçüncü kişi vekil ile işbirliği ve elbirliği içinde ve kötü niyetli olarak vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyor ise tapu iptali talebi kabul edilebilecektir. Üçüncü kişinin kötü niyeti davada ispatlanamazsa üçüncü kişinin tapusu korunacak ve vekâlet veren zararını ancak tazminat olarak vekilden talep edebilecektir.
İyi niyet yahut kötü niyet iddiası her türlü delille kanıtlanabilir ve hâkim tarafından resen göz önünde tutulacaktır. Taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen değeri arasındaki fahiş fark vekilin kötü niyetli olduğuna karine teşkil edecektir. Vekâletin verilmesi aşamasındaki irade ile beyan arasındaki uyumsuzluklar da işbu davanın konusunu oluşturacaktır.
