Velayet; küçüklerin ve bazı durumlarda kısıtlı çocukların gerek kişiliklerinin gerek mallarının korunması ve onların temsili konusunda kanunun ana babaya yüklediği ödevler ile bu ödevlerin gereği olan hakların tümünü ifade eder. Bu hakların kullanılması kamu düzenine ilişkindir.
Velayetin kamu düzenine ilişkin bazı özellikleri vardır. Bunlardan en önemlisi çocuğun üstün yararıdır. Bu hususta Yargıtay 2 Hukuk Dairesi tarafından verilen “Velayetin düzenlenmesi, kaldırılması ve değiştirilmesi davalarında asıl olan çocukların menfaatidir.” şeklindeki örnek kararları gösterilebilir. Çocuğun üstün yararı gözetilirken sağlık bakımından, eğitim bakımından, ahlak bakımından, yaş bakımından, güvenlik bakımından üstün yararı bir bütün olarak dikkate alınmalıdır.
Velayette bütüncüllük ilkesi hakimdir. Bu ilkeye göre velayet kademeli olarak(belirli bir yaşa kadar), parçalı olarak(belirli mevsim veya günlerde), koşullu olarak(şarta bağlı olarak) verilemez. Bunun yanında velayetin bütüncül özellik taşıdığı için başkasına verilmesi mümkün değildir. Velayet hakkı öncelikle anne ve babaya tanınan bir haktır. Evlat edinme dışında anne ve baba dışında hiç kimseye bırakılamaz.
Velayet tayin edilirken yeterli idrak gücüne sahip çocuk dinlenmelidir. Velayet tayin edilirken çocuğun görüşü alınmalı, çocuğun isteğine öncelik verilmeli ve çocuğun ifade ettiği görüş kendi yüksek çıkarına uygun olmalıdır. Gerektiği durumlarda uzman bilirkişilerden görüş alınmalıdır.
Velayetin verilmesinde en önemli ölçü çocukların yaşıdır. Bu hususta Yargıtay’ın bir kıstası olan “ana bakım ve şefkatine muhtaç çocuk” kavramı önem arz eder. Bu ölçütün her somut olaya göre farklı değerlendirilmesi gerekir. Yerleşik içtihatlara göre 0-3 yaş ve 3-6 yaş grubu çocuklar ana bakım ve şefkatine muhtaç olarak değerlendirilebilir. 6-13 yaş ve 13-17 yaş grubundaki çocukların anneye olan gereksinimleri azaldığından somut olaya uygun değerlendirme yapılması gereklidir. Çocuğun ergin olması yani 18 yaşını doldurmuş olması ile birlikte aksi gerekmedikçe velayet düzenlenmesi gerekmez.
Yetkili mahkeme olan Aile Mahkemesi hakimi velayeti düzenlerken anne babaya ilişkin bazı durumları göz önünde bulundurmak zorundadır. Bunlardan ilki ana babanın çocuğa yönelik özellikleridir. Örnek olarak çocuğun başkasına bırakılması durumu, çocuğun ihmal edilmesi, çocuğun kaçırılması, çocuğun terk edilmesi, çocuğu yönlendirilmesi verilebilir. İkinci olarak ana babanın kendi özellikleridir. Örneğin ana babanın sağlığı, ana babanın davranışları, ana babanın statüsü, ana babanın yaşı gibi hususlar çocuğun velayetinin verilmesinde büyük önem arz eder.
